Sevgili hemşerilerim, yazılarımla artık İnegöl’ün yerel medyasının önemli aktörlerinden olan Gündem İnegöl’de, sizlerle birlikte olacağımın
haberini vermekten mutluluk duyuyorum. Bu vesileyle Gündem İnegöl’ün özverili sahibi Alp Eren GÜNDÜZ beyefendiye şükranlarımı sunuyorum.
Bilindiği üzere son 1 yıldan beri ülke olarak, ekonomik anlamda zorlu bir dönem yaşamaktayız. Bu dönem içerisinde genel fiyat artışlarının en çok gözlemlendiği alanlardan biri ise hiç şüphesiz; konut ve iş yeri kiralarıdır. Ne var ki konut ve iş yeri kiralarında fiyatların bu noktaya gelmesinde ki en önemli etkenlerden biri iyi niyetli olmayan ev sahipleri ve haklarını bilmeyen kiracılardır. Önemle belirteyim ki burada genelleme yapmıyorum. Kendini bilen ev sahipleri ve kiracılar lütfen üstüne alınmasın.
Bu noktada bizzat şahit olduğum bir örnek zikretmek istiyorum. Kiracı olarak Alanyurt Mahallesi’nde ikamet eden bir yakınıma ev sahibi, zam ayı gelmeden kira fiyatında artış yapmak istemiş. Yakınımız ise, bu miktarı kabul etmiş. Burada şunu ifade etmeliyim ki, ev sahibinin ne olursa olsun sözleşmede belirtilen zam ayı gelmeden, kira fiyatında artış yapması hukuken mümkün değildir. Şayet sözleşmede zam ayı belirlenmemişse, sözleşmenin yenilendiği tarihte ancak kira bedeline zam yapılabilecektir. Zikrettiğim bu olay yaşandıktan 3 ay sonra döviz kurunun bir anda arttığı dönemde, yakınımızın ev sahibi döviz kurundaki artışı bahane ederek, kira bedeline neredeyse %100 zam yapmak istemiş. Heyhat! Ne kadar kötü bir insanlık örneği! Tabi ki bu haberi alınca kesin bir cevap verdim; HAYIR! Böyle bir şey ne hukuken mümkündür ne de insanlığa yakışır.
Ev sahibinin yaptığı bu artış hukuken mümkün değildir. Çünkü 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda konut ve çatılı işyeri kiraları, yeni sayılabilecek bir tarihte detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Kanuna göre, konut ve çatılı iş yeri kiralarında kira bedeli, taraflar anlaşsalar bile bir önceki kira yılında TÜFE’deki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Demek ki ev sahibi, hukuken kafasına göre kira bedelinde artış yapamıyormuş. Böyle bir fahiş artış teklifinde bulunsa bile hukuken bu geçerli bir teklif değilmiş. Şu hususu vurgulamak isterim ki; böyle bir fahiş artış talebiyle gelen ev sahibinin, kiracıyı sırf zam miktarını kabul etmedi diye evden çıkarma hakkı yoktur.
Ev sahibinin yaptığı bu fahiş artış ahlaken ve dinende kabul edilebilir değildir. Zira dinimizde çeşitli bahaneleri öne sürerek insanları mağdur etmenin yeri yoktur. Bu insan ister Müslüman olsun, ister gayrimüslim olsun sonuç değişmeyecektir.
Diğer taraftan bu zor ekonomik şartlar altında kiracılara düşen görevler de oldukça önemlidir. Kiraları aksatmamak, kiralanana kendi mülkü gibi özenli kullanmak, komşularıyla iyi geçinmek ve diğer bir kanayan yara olan aidatları, ev sahibine şikâyet gelmeden, düzenli ve zamanında ödemektir.
Ey ev sahipleri ve kiracılar! Gelin bu zorlu günleri, omuz omuza, birbirimizi kırıp dökmeden atlatalım. Ne kiracı ev sahibine zulüm etsin, ne de ev sahibi kiracısına…
Rahmet ve mağfiret ayları olan üç aylara da 2 Şubat 2022 itibariyle giriş yapmış bulunuyoruz. Bu yazı vesilesiyle de mübarek üç ayların tüm İslam âlemine sağlık, mutluluk ve barış getirmesini Yüce Allah’tan(c.c.) niyaz ediyorum…Yazımı Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’in şu duasıyla bitiriyorum;
“Allahım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)