Değişen Dünyada Değişimi Doğru Okuyun…

Burak Abdurrahman Hopyar

AÇLIK KRİZLERİNE SON! İŞTE TOK TUTAN BESİNLER...

Çiğdem Cılum

ÇOCUKLARA TRAFİK EĞİTİMİNİ ERKEN YAŞTA VERMELİYİZ!

Ercan Aydin

Para Olmadan Marka Olmaz mı?

Fatih Yıldırım

GARDAŞ

HAMZA SÜNGÜ

Gelin Gülle Başlayalım Şiire Atalara Uyarak

Harun DEMİR

HEP BERABER DUR DİYELİM!

Salih BERBER

HAMZA SÜNGÜ


KALBİN FİİLİ

Aklını rehber edinen bir arkadaş ile konuşuyorduk. Kendisini deist olarak tanımlıyordu..


Aklını rehber edinen bir arkadaş ile konuşuyorduk. Kendisini deist olarak tanımlıyordu. Deizmin ne olduğunu araştırmaya çalışacak cehd ve gayretin bende bulunmayışı, ‘’ izmler insan idrakine giydirilmiş deli gömleğidir’’ tesbitine saygımdan mıdır? Yoksa merak etme hasletinin insan denilen muamma ile kazandığı haysiyet adına mıdır? Bilemem. Merak duygusunun dahi bir namusu olmalıydı zira! Çokta merak etmedim yani. Lakin sorduğu sorular ile zihnimi bulandırmaya çalıştığı muhakkaktı. Hatta biri şu şekildeydi;

Yakın zamanda Avrupa ülkelerinden birinde yaşayan bir iş adamı, milyonlarca dolarlık fabrikasını işçilerine hibe etti. Çalışanların hisse sahibi olduğu fabrikanın yönetimini ise işçilerden oluşan bir kurul şekillendiriyor. Bizim Müslüman dediklerimiz ise malının kırkta biri kaç liraya tekabül eder bunu hesap ederek zekat vermeye çalışıyor. Hatta otuz dokuzunu kendine bırakıp kalan birini ihtiyaç sahibine veriyor. Bu durumda en acı olan şey ise, kendini böyle bir bakıştan dolayı bahtiyar sayması. Hangisi değer? Hangisi gerçek din?

El cevap

Avrupa ülkesinde malının tamamını bağışlayan bir fabrikatör ile malının kırkta birini zekat veren bir Müslümanın görünürde vermiş olduğu mülk sebebiyle birbiri ile kıyas yapılması eşyayı sadece eşya ile değerlendiren aklın bir maharetidir. Biz Müslümanların mihengi, eşya ile hayat bulan akıl değil, bir vechesi eşyaya nazır diğer vechesi ile eşyanın hakikatine dönük bir hakikat olan kalptir. Kalp ise imanın merkezidir. İman ikilik kabul etmez. Elbette mekanik aklın ölçüsü fabrika bağışlayanın yaptığı eylemi muteber sayar. Lakin kalpte böyle bir mantık işlemez. Verilen eşyanın çokluğu ile çoğalan bir değer değildir insan.

 Kalp ister istemez bizi yapılan eylem iyi dahi olsa, soru sormaya iter. Tıpkı aklın yaptığı gibi;

Neden verdin sorusuna aklın vereceği cevap bellidir;

-              Canım istedi verdim

-              Daha çok kazanacağım

-              Üstünlük sağlamak için v.sv.s

Aklın sorduğu sorulara vereceği cevaplar soruyu soran kişinin bakışı ile sınırlanır ve kendini aşamazken,

       Kalbin sorduğu sorulara vereceği cevaplar hep yukarıdan gelir. Eşyanın hakikatine uygun bir cevabın gelmesi her zaman mukadder ve elzemdir

 Neden verdin?

-Ver dediler verdim. Ben verdikten sonrasını bilmem.  Hasap gütmem

-Biz Müslümanlar baş gözüyle münferid şahıslar olarak görünebiliriz. Lakin esasta bir tek er kişiyiz. Eylemlerimiz akla ve nefsine tabi olan beşer gibi değişik zaman dilimlerinin gerektirdiği menfeatlerin karşılığı olarak vücut bulmaz. Belki karşılık meselesini onlar gibi de değerlendirmeyiz. Örneğin onların eylemlerine karşılık gelen iyi, güzel, doğru ve fayda gibi birçok değer bizim için tek bir kavram ile belirtilebilir. RIZA mesela.

 Bizim şer’i şerife mutabık düşen eylemlerimizde gözettiğimiz şey şudur. Biz bir eylem üzerinden mensup olduğumuz dinin yegane temsilcisi olan efendimize tâbiyizdir. Tabiiyyet ise rıza gözetir, fayda değil. Yani azizim bir eylem üzerinden bir müminin tâbiiyyeti esasında şunu haykırır;

Ben yokum. Hiçim. Ben dediğim bu mazharın eylemlerinde söz ve hüküm sahibi olan cenab-ı resuldür Dikkat buyur, hüküm ise hüküm sahibiyle beraber bulunur. Hüküm kime aitse hükme mekan olan varlık onundur. Beşerin fiili mahcubiyet esasına istinat ederken bir müminin ameli ise mahbubiyeti amaç edinmiştir.

   Hiç çok vererek ve fabrika bağışlayarak hakikatinden perdelenen ve bir üst benliğe olan aidiyet duygusundan mahrum ve mahdud bir bakış ile, az verip iltica ve inkiyad ettiği, hatta varlığını iş ve oluşlar boyutundan fiilin evveli olan sıfatlar, sıfatları dahi şeeniyetiHakk’ta müşahede ederek vahdetin mutlaklığında yitirmiş olduğu kendi kimliği ile ölümü, aynı noktadan tekrar bir kıyam ile yeni bir diriliş yaşayarak asıl diri olan bir ve biricik insanı meydana koyan idrak bir olur mu?

Kalbin bir eylemi, değil bir fabrika, kainatı dahi bahâ olarak görmeyenlerin gözünde nurdur.

Sünneti seniyyesi ile İftirakin kaynağı olan Cüzi aklın fiilini,  kalbin ameline tebeddül eden cenab-ı resul ise nur üstüne nur.

vesselam…

1

İnegöl'de 21 yaşındaki gençten acı haber

2

İnegöl Muhtarlar Derneği'nde yeni başkan belli oldu..

3

İnegöl'de 14 yaşındaki genç ağır yaralandı

4

Dev sahte alkol operasyonu!

5

İnegöl’de Marketten Alınan Salamura Zeytinden Ölü Böcek Çıktı

6

Müslümanları hedef alan sözleri tepki çekti

7

Uludağ Üniversitesi İnegöl Yerleşkesi Yerinde Dönüşecek

8

“İsrafı Kapat, Faydayı Aç”

9

Weltew Grup, İnegöl Turgutalpspor’un Genç Sporcularını Ağırladı

10

İnegölspor için birlik çağrısı yaptı!

11

Tanju Özcan'dan dikkat çeken çıkış!

12

Kadın Sığınağı Gala Gösterimiyle Sahneyle Buluştu

13

“Dağ yöresi, Bursa’nın geleceğine damga vuracak”

14

Altını tahtından etti!

15

BursaRay’da anlamlı farkındalık

16

Çilekte geleceğin tasarımcıları iş başında

17

İnegöl il oldu olacak derken Bursa'nın bir ilçesi daha il olmaya aday gösterildi..

18

Bursa'da resmen skandal! Çorbadan kurt çıktı

19

Akaryakıtta tabela değişti

20

İnegöl'de feci asansör kazası!

21

İnegöl’de BUÜ yerleşkesi için dönüşüm kararı!

Cuma 8.1 ° / -0.3 °
Cumartesi 15.3 ° / 3.1 °
Pazar 13.5 ° / 2.7 °
  • BIST 100

    10918,51%-1,07
  • DOLAR

    42,51% 0,06
  • EURO

    49,56% 0,00
  • GRAM ALTIN

    5760,43% 0,14
  • Ç. ALTIN

    9299,63% 0,00