Salih BERBER

Tarih: 14.05.2020 14:16

CORONA VİRÜS İLE İLGİLİ HER İHTİMAL DİKKATE ALINMALI!

Facebook Twitter Linked-in

Siyonistler;

 

1. Tüm dünyadaki toplam nüfusu 15 milyonu bulmayan Yahudileri, Tanrı’nın üstün ırk olarak yarattığına ve dünyayı yönetme görevini kendilerine verdiğine, diğer insanları yönetime dahil etmeleri durumunda Tanrı’nın buyruğuna aykırı davranmış olacaklarına, diğer insanların ancak hizmetçi olabileceğine inanıyorlar.

2. Şu an nüfusu 8 milyar olan dünyayı, 15 milyon Yahudi’yi başlarına yönetici dikerek yönetmelerinin imkansız olduğunu görüyorlar.

3. Dünya nüfusunun çok fazla ve gereksiz olduğuna, kendileri dışındaki insanların nüfus artışını durdurmak, mevcut nüfuslarını azaltmak, kontrol edilebilir ve yönetilebilir hale getirmek gerektiğine inanıyorlar.

4. Dünyanın süper gücü Amerika’ya ve yönetimine Siyonizm’in bu batıl inancına hizmet eden Evanjelist Hıristiyanlar hakimdir. Avrupa ülkeleri dahil diğer ülkelerin hemen hepsi, isteyerek veya istemeyerek, siyonistlerin ve Evanjelistlerin emri ve etkisi altındadır.

5. Siyonistler, diğer insanların yönetime talip olmamaları ve kendi hakimiyetleri altına girme konusunda sorun çıkarmamaları için onların ekonomik, sosyal, siyasal, sağlık, psikolojik vs. düzenlerini tüm yönleriyle kuşatmak, bozmak için gizli veya açık şekilde planlı ve programlı çalışıyorlar.

6. Bu bağlamda “Yeni Dünya Düzeni” adı altında yeni bir sömürü düzeni kurmanın ve  dünyayı tek noktadan yönetmenin planlarını ve uygulamalarını yapıyorlar.  Tüm insanları, ekonomik, sosyal, siyasal, güvenlik, kültürel, finansal vb. her alandaki gelişmeleri bir noktadan DİJİTAL ortamda takip etmek ve yönetmek istiyorlar, her alanda bunun adımlarını atıyorlar.

Corona virüsle beraber ülkemizde ve tüm dünyada;

1. Normal yaşam durdu.

2. İnsanlar birbiriyle direk iletişim kuramaz hale geldi. Araya tv. telefon, internet, sosyal medya vb. girdi. En önemli ve güvenlik içerikli görüşmeler ve toplantılar bile kötü niyetli kişi ve merkezlerin çok kolay tespit edebileceği iletişim kanalları ile hatta bedava programlar aracılığıyla yapılıyor.

3. En basit ve doğal insani davranışlar olan tokalaşma, sarılma, birbirine yakın durma, hatta aynı ortamda bulunma ortadan kalktı.

4. Toplu halde yapılan ibadetler, ayinler, törenler durdu. Vakit namazları cemaatle kılınamıyor, Cuma Namazı kılınamıyor, umre ve hac yapılamıyor, Kabe ve Mescidi Nebi ibadete kapatıldı. Diğer dinlere ait toplu ibadet ve törenler yapılamıyor.

5. Uluslararası, şehirlerarası seyahatler ve sokağa çıkma kısıtlamaları geldi.

6. Eğitim, törenler, düğünler/nikahlar, kutlamalar, her türlü toplantılar vb. etkinlikler dijital ortamda gerçekleştirilmeye başlandı.

7. Bir çok işyeri kapandı, Ekonomik hayat durma noktasına geldi.

8. Ekonomik, sosyal, üretim, hizmet, siyasal, güvenlik, eğitim, sağlık, kültürel, finansal vb faaliyetler DİJİTAL ortama aktarılmaya başlandı.

Şimdi;

Corona virüsün;

a) Ortaya çıkış ve teşhis sürecinin,

b) Tedavi ve tedbir süreçlerinin,

c) Gelecekteki aşı ve ilaç süreçlerinin

Siyonistlerin yukarıda özetlediğimiz batıl inanç ve amaçlarını gerçekleştirmelerini kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı,

Bu bağlamda tüm süreçlerde Siyonistlerin veya onların emri ve etkisi altında olanların bir müdahalesinin olup olmadığı ciddi şekilde düşünülmeli ve incelenmelidir. Her bir aşamada ve her türlü ihtimale karşı tedbir alınmalıdır.

Bunun İçin Yeterli Şüphe ve Delil Mevcuttur!

Bir kısım araştırmacılar ve strateji  uzmanları bu endişeyi ve tehlikeyi, tarihi süreç içindeki gelişmelerle ortaya koşmaktadırlar.

Siyonizmin hedefleri ve projeleri sonucu;

1.  Birinci Dünya savaşı öncesi ve sonrası gelişmelerle Osmanlı Devleti yıkılmıştır. 1917’de Balfour Deklarasyonu ile Yahidilerin Filistin’e yerleşmesinin önü açılmıştır ve arkasından dünyanın dört bir yanından Yahudiler  planlı şekilde ve kitleler halinde Filistin’e yerleştirilmiştir.

2. İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı ülkelerinin öncülüğünde Birleşmiş Milletler (BM) ve buna bağlı örgütler kurulmuştur. BM’nin aldığı ilk karar sözde İsrail Devletinin kuruluşu olmuştur.

3. İkinci Dünya Savaşının galibi beş ülkenin daimi üye olarak yer aldığı ve veto yetkisi ile olduğu sözde  BM Güvenlik Konseyi ile dünya kargaşa ve savaşa sürüklenmiştir. Zalim yönetimler ve terör örgütleri desteklenerek, hatta kurularak ve yönetilerek önce insanlar korkutulmuş, sonra kurtarma adı altında ülkeler işgal edilmiş, yıkılmış, yakılmış, masum insanlar katledilmiştir.

4. Onlarca yıl dünya NATO ve Varşova Paktı’na sığınmaya zorlanmıştır. Silah satışı başta olmak üzere “Soğuk Savaş” adı altında sömürülmüştür. Halen NATO’ya bağlı olan ülkemiz, çok önemli güvenlik meselelerinde NATO’nun desteği yerine engeliyle karşılaşmıştır.

5. Eğitim sistemimiz Avrupa Birliği Erasmus Eğitim Programı vb. ile felç edilmiştir.

6. BM Gıda Örgütü eliyle dünya hormonlu üretime, GDO’lu ürünlere ve hibrit tohuma mahkum edilmiştir.

7. Özgürlük ve kadın hakları adına toplumun sosyal, ailevi ve ve ahlaki yapısı çökertilmiştir.

8. BM’ye bağlı örgütler hep çifte standartlı olmuş ve alanlarında tüm insanlığa hizmet edecek faaliyetler yürütmemiştir.

9. Dünya; Gelişmiş Ülkeler, Gelişmekte Olan Ülkeler ve Geri Kalmış Ülkeler olarak üç kategoriye ayrılmış fakat her nedense bu süreçte Gelişmekte Olan Ülkelerin ve Geri Kalmış Ülkelerin kaderi hiç değişmemiştir. Başta Müslüman ve Afrika Ülkeleri olmak üzere bu ülkeler işgal edilmiş, önce resmen daha sonra bağımsızlık verme adı altında dolaylı olarak sömürge altına alınmış talan edilmiştir.

Yukarıda sayılanlar birkaç örnekten  ibarettir.

Şimdi Corona virüs ile beraber sağlık konusu dünyanın bir numaralı meselesi haline gelmiştir veya getirilmiştir.

Bu dönemde BM Dünya Sağlık Örgütü ve bu örgütle doğrudan veya dolaylı olarak irtibatlı ve bağımlı olan sağlık kuruluşları ve sağlık otoriteleri ön plana çıkmıştır.

Acaba bundan sonra sömürü düzeni “sağlık” konusu ve BM Sağlık Örgütü aracılığıyla mı yürütülecek?

BM’nin diğer örgütleri ile yapıldığı gibi şimdi dünya bu örgüt aracılığıyla korkutulacak ve kurtarılma adı altında normal hayata son verilip esir mi alınacak?

Acaba daha önce  zalim yönetimler ve terör örgütleri desteklenerek, hatta bizzat kurularak dünya korkutulmuş ve kurtarma adına sömürülmüş iken, şimdi virüs bahane edilerek veya virüs kasıtlı olarak çıkarılarak insanlar yeni bir korku ve sözde kurtarılma(!) sürecine mahkum mu edilecek?

Corona virüsün ABD başta olmak üzere tüm dünyayı etkilemiş olması bizi yanıltmamalıdır. Amaç eğer yukarıda açıkladığımız Yeni Dünya Düzeni’ni kurmaksa tüm dünya buna fikren ve fiilen hazır hale getirilmek istenmektedir.

Virüs süreci ile ilgili şüphe duyulması, incelemeler yapılması ve tedbirler alınması, virüse karşı yürütülecek etkin mücadeleye engel olmayacağı gibi tam aksine gerçekçi ve kalıcı bir mücadeleyi ortaya koyacaktır.

Örneğin; Virüse karşı aşı ve ilacın güvenilir kaynaklarca geliştirilmesini sağlayacak ve bu alanlardaki her türlü suistimallerin önü alınacaktır. Aşı ve ilaç adı altında insanların sağlığını bloke etme, müdahaleye açık hale getirme, maddi çıkar ve ekonomik sömürü oluşturma vb. niyetleri ve süreçleri boşa çıkaracaktır.

Geçmişte yaşananlar ve bu gün yaşadıklarımız Corona Virüs ile ilgili tüm ihtimalleri düşünmemizi, her türlü ihtimali göz önünde bulundurmamızı ve gerekli tedbirleri almamızı zorunlu kılmaktadır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —