Şehitoğlu İnşaat ve YSD Uluslararası Ticaret Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Şehitoğlu, İnegöl’de sektörler ve değişen ekonomik yapı üzerine açıklamalarda bulundu.
İnegöl’ün göç yapısının değişmesi gerektiğini nedenleriyle birlikte açıklayan Şehitoğlu, sektörel organizasyon yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Yusuf Şehitoğlu, şehirde sadece mobilya sektörü üzerinden ilerlemenin dezavantajlarının 2 yıldır net bir şekilde görüldüğünü belirterek, İnegöl’ün hasılatını geliştirmek için diğer sektörlere ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Şehitoğlu öte yandan mobilya sektöründe de bir dönüşüm olması gerektiğini vurguladı.
İnegöl Yerel Haber ve Gündem İnegöl mikrofonlarına özel açıklamalarda bulunan Yusuf Şehitoğlu şu ifadeleri kullandı.
İNEGÖL’ÜN GÖÇ YAPISININ DEĞİŞMESİ GEREKİYOR
“İnegöl’ün artık göç yapısının değişmesi lazım. Bu sene beklentilere göre nüfusumuzda azalma öngörülüyor. Bu tarihte ilk kez oluyor ve inşallah, ‘Yaşanılabilir bir kent olmaktan çıkma’ tehlikesinin habercisi değildir. Hep diyoruz ya şehrimiz sadece mobilyaya entegre oldu, mobilya dışında iş alanları yok. Bizim bu algıyı değiştirmemiz gerekiyor. Neyle değiştireceğiz? Birincisi mobilyanın dönüşüme ihtiyacı var. Bunu neye dayanarak söylüyorum. Örnek verecek olursak 80’li yıllarda tekstil sektörü meşhurdu ve işçiye dayalı bir alandı. Daha sonra makineleşme ve otomasyon arttı. Teknik tekstil diye bir şey çıktı. Tekstilde bu dönüşümü yapan şirketler şu anda hiçbir şekilde Türkiye’de krizden etkilenmiyor. Otomasyona ve AR-GE yatırımlarına ciddi yatırım yaptı şirketler. Böyle ilerledikleri için bu firmalar yüksek karlılıkla işlerine devam ediyorlar. İş gücüne dayalı, ucuzu üretenler ise şu anda Kuze Afrika ve Asya Pasik’e gidiyor. Konumuza gelecek olursak bizim mobilyada bu dönüşümü sağlamamız gerekiyor. Peki nasıl sağlayacağız? Öncelikle tüketici beklentilerini iyi ölçmemiz lazım. Sosyolojik bir araştırmayla insanlar nereye gidiyor ölçmek lazım. Sonra ülkeler ne istiyor buna bakmak lazım. Her ülkenin kendine özgü bir kültürü oluyor. Dolayısıyla biz uzmanlaşarak doğru hedef kitlede mobilyayı dönüştürmemiz lazım. Tekstil örneğinde verdiğimiz gibi, dönüşemeyenler ve iş gücüne dayalı iş yapanlar da Mısır’a, Asya Pasifik’e, Polonya’ya giderek buralarda üretim yaptırıp burada toplayacak, burada satacak. Bunun adına da transit ticaret deniyor. Sanayi altaypısını bu şekilde oluşturmamız gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman biz mobilyada trend olarak ilerleriz.”
ÜRETİM GÜCÜNÜN HEDEF PAZARLARDA DOĞRU KULLANILMASI GEREKİYOR
“Mobilyada üretim kısımlarımız büyük atölyeler olduğu için, birkaç fabrika dışında biz büyük atölyecilik yapıyoruz. Yani endüstriyel üretimimiz yok. Kayseri adetli ve endüstriyel üretim yapıyor. İnegöl’de adetli üretim yapan üretim tesisi az olduğu için. Ölçek hedefli pazarlardan (Amerika gibi) ürün siparişi alamıyoruz. Deneme için bi 50-100 konteyner mal alıyor. Bizdeki birçok firmanın üretim kapasitesinin çok üzerinde rakamlar ortaya çıkıyor. Üretim gücünün hedef pazarlarda doğru kullanılması gerekiyor. Uluslararası Ticaret ve Strateji işine bilimsel yaklaşan ülkeler İktisatta Mukayeseli Üstünlükler diye bir kanunla ilerler. Yani üretimi yaparken hangi kaynaklar hangi bölgede daha yoğunluktaysa o kısmını orada üreteceksin derler. Biz bu asgari ücret ve zor şartlar nedeniyle iş gücüne dayalı üretim yapamıyorsak, ucuz iş gücü olan yere gideceğiz ve o üretimi orada yapacağız. Teknik kısmını da buradan ilerleteceğiz. Bizim buradaki dezavantajımız bu işi yapacak AR-GE’de teknik personelimiz yok. Çünkü eğitim altyapımız buna müsait değil. İnegöl’de meslek lisemiz var. Türkiye’nin en büyük kampüsü bizde, meslek yüksekokulu var. Enstütüler kurabiliriz ve personeller yetiştirebiliriz. Mobilyadaki dönüşümü ancak bu şekilde sağlayabiliriz.”
DETROİT – İNEGÖL ÖRNEĞİ..
“Gelelim diğer sektörlere.. İnegöl’de sadece bir sektörle ilerlemenin dezavantajlarını 2 yıldır net şekilde görüyoruz. Bunun en büyük örneği Amerika’daki Detroit kentidir. Bu şehir otomotiv üretiminde uzmanlaşmış bir şehirken, başka şehirlerde ve ülkelerde üretimin artmasıyla birlikte Detroit kentinde de sektörel çeşitlenme olmuştur. Bizde şu anda aynı şeyi yaşıyoruz.
İnegöl’ün hasılatını geliştirmek için, diğer sektörlere, yan sanayilere, malzeme üreticilerine ihtiyacımız var. Bakın biz mobilya şehriyiz, malzemeyi dışarıdan alıyoruz. Para dışarıya gidiyor. Bizim neden kulp üreticimiz, mekanizma üreticimiz yok. Mobilyayla ilgili yan sanayide de ciddi üretim eksiğimiz var. Eğen kalkınma hedefliyorsak topyekün hareket etmek ve o sektörlerin önünü açmamız gerekiyor. Sektöre doğru örnekleri göstermemiz gerekiyor. Yoksa şahsın kendi imkanlarıyla gelişmesini beklersek uzun zaman alır. Nasıl mobilya tanıtım grubu yapıldı ve herkes topyekün mücadele etti bu şekilde yapılmalı. Aslında ticaret odaları bunun için var. Komiteler var. Bu komiteler bunlar için çalışmalı. Bunlara hizmet etmeli.”
EĞİTİM ALTYAPISINI DOĞRU KURGULAMALIYIZ
“Yine diğer taraftan da eğitim altyapısını kurgulayarak biz kendi kaynağımızı yetiştirmeliyiz. Hem yetiştirmeliyiz hem de dışarıdan getirdiğimiz yetişmiş personeller için yaşanabilir bir şehir inşa etmemiz gerekiyor. Gelişmek için en önemli hamle, İnegöl’e dışarıdan yatırımcı gelmesidir. Hem şehir dışından, hem ülke dışından. Pastayı büyütmemiz lazım. Pastayı büyütürsek şehrimiz gelişir.”
SEKTÖREL ORGANİZASYON İÇERİSİNDE OLMAMIZ LAZIM
“Tabi bunu yaparken uçuk kaçık sektörlerden bahsetmiyoruz. Bölgemizde neler yapılıyor iyi analiz etmemiz gerekiyor. Savunma sanayi, makine, otomotiv sektörü gibi belirleyip onlara hizmet edecek sektörleri canlandırmamız gerekiyor. Bu sektörlere yönelik firmalara sanayi alanları oluşturup, ihracat odağı sunarak yatırımcıları buraya toparlamamız gerekiyor. İnegöl’ün bu şekilde göç yapısını değiştirmemiz lazım. Yani sektörel bir organizasyon içerisinde bulunmamız lazım.”
TURİZM’DE YATIRIMLARI ÇEŞİTLENDİRMELİYİZ
“İnegöl’ün yine en büyük güçlerinden birisi turizm altyapısı. Termal turizm var elimizde. İnegöl bir sağlık şehri de olabilir aynı zamanda. Gastronomi ve doğa turizmi noktasında daha iyi yerlere gelebiliriz. Turizm sektöründe de yatırımları çeşitlendirip ilerlememiz gerekiyor.”
TARIM’DA DÖNÜŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR!
“Yine tarım önemli ve dönüşüme ihtiyacımız var. Ürdün’de şişme seralar yapılmaya başlanmış. Topraksız tarım yapıyorlar, çölde yüzde 99 su tasarrufuyla tarım yapabilir hale geliyorlar. Biz halen geleneksel tarım yapmaya çalışıyoruz. Bu da verimi düşürüyor. Yeni nesil topraksız tarıma kayacak. Topraksız tarım kimyasal bir şey değil. Besinleri köklere suyla birlikte verip verimi artıran bir uygulama. Fabrika ortamında tarımsal üretimler yapılıyor. Yani Antep’te başladılar. Yarın evlerde 10 metrekare bir alanda marul, domates gibi üretimler yapıldığını göreceksiniz.”
İNEGÖL DÜNYANIN MERKEZ ŞEHİRLERİNDEN OLABİLİR!
“Tabi bunları konuşuyoruz ama şehirlerin kalkınmasının en temel unsuru doğru şehirciliktir. Şehircilik sadece şehir planlamacıya bırakılamaz. İktisatçı, sanayici, mimar, mühendis, gazeteci gibi şehrin bütün dinamikleri, şehirlerin geleceğine yönelik birtakım şeyleri öngörüp istişare edip belirlenmesi gerekiyor. Biz bunları yaparsak İnegöl, Dünyanın merkez şehirlerinden biri olur. Ben bu konuda iddialıyım. Ben bunu örneklendiriyorum. Ezber konuşmuyorum. Hep yerelin kuvvetlenmesinden bahsediyoruz. Bunu dünyada yapıyorlar. Dubai ve Singapur gibi örnekler var. Yeni neslin artık her anlamda önünün açılması gerekiyor. Çünkü çağ değişiyor. 2030 geldiğimizde, 92 milyon iş kalemi kaybı olurken 100 milyonun üzerinde de iş kalemi gelecek. Dolayısıyla bu güne kadar geliştiğimizden daha hızlı gelişeceğiz demek oluyor. Bunu biz statüko ile sabit durarak yapamayız. Değişimin önünü açmak lazım. “
9875,44%1,39
35,43% -0,06
36,60% 0,19
3097,10% 0,75
4945,30% 0,58