Yeniden Refah Partisi (YRP), genel merkez binasında düzenlenen Aylık Olağan İl Başkanları toplantısı öncesinde basın toplantısı yapıldı. Yeniden Refah Genel Başkanı Fatih Erbakan, yaptığı konuşmada erken seçim yapılması gerektiğini ifade etti. Erbakan, ülkede yaşanan cinayetlere değindi ve ekonomik şartları eleştirdi.
Partisinin Aylık Olağan İl Başkanları toplantısında bir konuşma yapan Yeniden Refah Başkanı Erbakan, Türkiye'deki gündemin yoğun olduğuna değinerek, "Türkiye'de ekonomik sıkıntılar milleti bunaltmış durumdadır. Bunu hem milletimiz dile getiriyor hem de tabii ki ekonomik veriler bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Biz de milletimizle her zaman iç içeyiz" diye konuştu.
"MİLLETİMİZ BUNALMIŞ, BİR ÇÖZÜM İSTİYOR"
Türkiye'nin ekonomik sıkıntılardan kurtulması için erken seçime gidilmesi gerektiğini ifade eden Erbakan, "Türkiye'nin 2028'e kadar beklemeye tahammülü kalmamış bunu milletimizin feryadından görüyoruz. Milletimiz bunalmış, bir çözüm istiyor. Bu çözümün de mevcut iktidarla olmayacağına inanıyor ve bir değişim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor" açıklamasında bulundu.
"BİR EVE İKİ ASGARİ ÜCRET GİRSE BİLE YOKSULLUK SINIRININ YARISI KADAR BİR GELİRE SAHİP OLUYORLAR"
Mehmet Şimşek'in ekonominin başına gelmesiyle yeni bir ekonomi yönetimi olacağının söylendiğini ancak yerine getirilmediğini ileri süren Erbakan, "Sonunda bu 22 seneden sonra 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin arkasından Sayın Mehmet Şimşek göreve geldi. Dediler ki yeni bir ekonomi yönetimiyle Türkiye'yi düzelteceğiz. Enflasyonla mücadele edeceğiz, alım gücünü arttıracağız, milletin ekonomik anlamda derdine derman olacağız dediler ancak Mehmet Şimşek göreve geldiğinden beri akaryakıt fiyatları 22 liradan 42 liraya çıktı. Döviz kuru 18 liradan 34 liraya çıktı. Faizler yüzde 8,5'ten yüzde 55'e çıktı. Enflasyon yüzde 38'den yüzde 75'e çıkmıştı şimdi bir miktar düştüğünü iddia ediyorlar ancak halen bağımsız araştırma kuruluşları enflasyonun Türkiye'de yıllık yüzde 88 seviyesinde olduğunu ifade ediyor. İki asgari ücretin toplamının yoksulluk sınırının yarısı kadar olduğu bir ülkede maalesef yaşıyoruz. İki asgari ücret 34 bin lira yapıyor. Yoksulluk sınırı bugün 70 bin liraya dayanmış. Bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelire sahip oluyorlar" ifadelerini kullandı.
"YARGI SİSTEMİ GÜVENLİK GÜÇLERİNİN GÖREV ŞEVKİNİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR"
Türkiye'de yaşanan cinayetlerin sorumlusunun yargı sistemi olduğunu kaydeden Erbakan, "Daha dün akşam saatlerinde İstanbul'da bir vahşi bir olay yaşandı, büyük bir şiddet olayı. İki tane genç kızımıza yönelik bir saldırı yapıldı. Onun öncesinde İstanbul'da 27 yaşındaki gencecik bir kadın polisimizi şehit eden zanlının 26 tane suç kaydı olduğu ortaya çıktı ve bugüne kadar hiç tutuklanıp cezaevine girmediği ortaya çıktı. 26 tane suç kaydınız ve bunların hiçbirinden bugüne kadar tutuklanıp cezaevine girmiyorsunuz. Burada ceza ve infaz sisteminin yeniden sorgulanması gerektiğini açık bir şekilde görüyoruz. Ceza ve infaz sistemi suçluyu yakalayıp kaydedip sonra da salıveren bir hale dönüşmüş. 26 suç kaydı olan birinin annesi bile neden içeri almadığını soruyor. 2 yılda bir yapılan infaz yasası değişiklikleri adalet yargı ve infaz sistemini perişan hale getirmiş durumda. Suçluyu cezalandırmayan bir yargı sistemi güvenlik güçlerinin görev şevkini de olumsuz etkiliyor" diye vurguladı.
"ADALET, ZALİME HAK ETTİĞİ CEZAYI VERMEDİKÇE ÜLKEMİZ HUZUR BULAMAZ"
Tüm partilerin bir araya gelerek idamın geri getirilmesi gerektiğini savunan Erbakan, "Tüm siyasi partiler bir araya gelerek bir ceza infaz sistemi reformunu hayata geçirmesi ve milletimizin adalete güvenini yeniden tesis etmesi son derece önemli. Bir değil iki değil üç değil. Her hafta ya da 10 günde bir böyle bir vahşet haberiyle sarsılıyoruz. Ve burada ceza ve infaz sistemindeki eksikliğin, çarpıklığın çok büyük rolü var. Ayrıca milletimizin vicdanında yine derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi için idam cezasının caydırıcı bir ceza olarak mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Adalet, zalime hak ettiği cezayı vermedikçe ülkemiz huzur bulamaz. Mağdurların, adalet mekanizmasının veremediği adaleti kendi başlarına sağlamaya çalışması da ülkede teröre ve anarşiye yol açar" ifadelerini kullandı.